Müsilaj ve Gemiler

Müsilaj, Deniz Salyası , ülkemizde özellikle Marmara ve Ege Denizinde yeni görülmeye başlayan bir tehlike son zamanların gündemi. Son 2-3 aydır artık gözle görülür ve kokusu ile hissedilir derecede kendinden bahsettirmeyi ve gündemde kalmayı başarılı şekilde sürdürüyor. İlk etapta basit bir kirlilik olarak görülüp çok da önemsenmeyen bu müsilaj ve gemiler arasındaki bağlantı nedir?

Deniz Salyası Nedir? Nasıl Oluşur?

Bildiğiniz gibi deniz salyası, bilinen diğer adı ile müsilaj, denizlerimizde son zamanlarda karşılaştıığımız ve pek de hoş olmayan görüntüye sahip bir tabaka olarak bilinmekte. Teknik olarak müsilaj nedir? Nasıl oluşur? sorularını sorduğumuzda ise uzmanların ortak olarak söyledikleri bir şey var. Denizlerimizdeki mikroorganizmaların sayısının artması ile ortama bıraktıkları organik bileşiklerin su ile teması ile oluşan yapıdır.

Kısacası deniz salyası aslında denizlerimizde yaşayan canlılardan salınan bileşiklerin su ile birleşmesi ile oluşan bir yapı olarak tanımlandırılmış. Elbette bunda değişen çevresel şartların etkilerini de görmezden gelemeyiz. Çünkü bu mikroorganizmalar aslında her zaman vardı ama hiç bu denli çevresel tehlike boyutunda bir önlem alınmasını gerektirecek noktaya gelmemişti.

Müsilaj neden oluşur? sorusuna ise verilebilecek en mantıklı açıklama deniz suyu sıcaklıklarının alışılmışın dışında artışı ile olması gerekenden fazla mikroorganizmanın aynı anda salgıladıkları organik bileşikler olabilir. Standartın üzerinde olan bu miktarda deniz salyası ile denizlerimiz baş edememiş olabilir. Dolayısı ile deniz salyası sorunu deniz suyu sıcaklıklarının normale dönmesi ile eski haline kavuşmasını beklemek bu durumda en mantıklı şey olacaktır.

Müsilaj Gemilerden mi Kaynaklanıyor?

Deniz salyası neden oluşur? sorusuna genel olarak insanlar gemilerden kaynaklanan kirlilik olarak cevap veriyorlar. Müsilaj ve gemiler bir arada ilişkili olarak düşünülüyor. Bu aslında masumane bir cevap olabilir. Sonuçta insanların denizler ile ilişkisi direk olarak gördükleri taşıtlar gemiler. Oysa aynı denizler ile kara tesisleri ve insanın direk olarak yaptıkları tahribat gözler önüne fazla getirilmemektedir.

İnsanları müsilaj ve gemiler arasındaki ilişkisine doğrudan iten etmen ise gemilerin bu duruma neden olduğu düşüncesidir. Bu konu ile ilgili Türk Armatörler Birliği tarafından yapılan bir açıklamaya göre, müsilaj sorunun temeli sanayi tesisleridir. Sahiden yapılan araştırmalar da sanayi tesisi atıklarının müsilaj oluşumunu desteklediğini gözler önüne sermiştir. Bu çerçevede yapılan açıklamada kurulan cümle ise şu şekildedir;

“ Gemilerin deniz kirliliği üzerindeki payı oldukça düşüktür. Bu durumun en temel nedenlerini sanayi tesisleri olarak göstermek mümkündür.”

Armatörler Birliğinden Gemilere Müsilaj İle İlgili Uyarı

Türk Armatörler Birliği, bu konunun etkilerinin doğrudan farkındadır. Bu sebeple kendileri çeşitli açıklamalarda da bulunmuşlardır. Yapmakta oldukları açıklamanın en genel özeti ise şu şekildedir; “ Soğutma sistemlerinde meydana gelme ihtimali bulunan problemlere karşı hazırlıklı olunmalı, aynı zamanda gerekli tedbirler alınmalıdır. Özellikle Marmara’da Kuzey çıkışı için beklediği bilinen ve bu beklemenin temelinde driftin yer aldığı gemilerde kiniştin temizliğine dikkat edilmelidir. Bugün alınan en küçük bir tedbir dahil, yarın ortaya çıkma ihtimali bulunan çöküşlerin önüne geçecektir.”

Müsilaj ve Gemiler Üzerine Etkileri

Her yıl boğazlardan on binlerce gemi geçer. Özellikle 2006 yılına bakıldığında bu sayının 56 bin 666 olduğu görülür. Ardından 2019 yılında bir ölçüm yapılır. Bu yıl ortaya çıkan sayı ise 41 bin 112 şeklinde kendisini gösterir. Geçiş yapan gemiler bunlar ile sınırlı da kalmaz. Çünkü boğazlar üzerinde yerel deniz taşımacılığı ve ayrıca şehirlerarası yolculuk da yapılır. Buna ek yine söz konusu alanda yük taşımacılığı, hizmet geçişi ve balıkçılık yaptığı da bilinir. Bu çerçevede bakıldığında mevcut alandan geçiş yapan gemilerin ne denli yoğunlukta olduğu görülebilir. Bu durum ise can ve mal kaybının ne denli büyük bir risk ile karşı karşıya olduğunu gözler önüne serer.

Çevresel olarak müsilajın tehlikelerini az çok tahmin edebiliyoruz. Peki aynı durumu ticaretimizin temelini sağlayan gemiler için hiç düşündük mü? Müsilaj gemilere zarar verebilir mi? Müsilaj ve gemiler üzerine oluşturduğu tehlikeler konusunda hiç düşündünüz mü?

Özellikle müsilaja bağlı olarak  geminin sevk sistemlerinde meydana gelen tıkanmalar yukarıda verilen söz konusu güzergah üzerinden geçiş yapan gemiler açısından oldukça risklidir. Çünkü bu durumun gemilerde meydana getirdiği tıkanma, çeşitli istenmeyen hadiselere sebebiyet verebilecektir. Bu durumu önlemenin en temel yollarından birisi ise, Marmara üzerinden geçiş yapacak olan gemilerin bunun öncesinde kinistinlerinin temizlenmesi ve kontrol edilmesidir.

Müsilaj Gemilere Zarar Verir mi?

Bir iç deniz olan Marmara Denizi’nin, yüzey alanı ortalama 11 bin 350 kilometre karedir. Bu yüzey alanındaki deniz üst suyu Karadeniz’den, deniz dip suyu ise Akdeniz’den gelmektedir. Bu suların yenilenme süresi ise üst su için 5-6 ay, dip su için ise 6-7 yıldır. Ancak ne yazık ki son 4,5 ayda meydana gelen müsilaj sorunu deniz suyunun kendisini yenilemesini de önlemiş ve beraberinde ciddi sorunlar meydana getirmiştir.

Denizin özellikle kıyı şeridini kaplayan müsilaj (deniz salyası) son birkaç aydır hayatımızın bir parçası haline gelse de özellikle son bir aylık süre içerisinde tehlike oranını ciddi boyutlarda arttırmıştır. Uzmanların bu konu ile ilgili görüşleri ise bu durumun henüz buz dağının görünmeyen kısmı olduğudur. Çünkü yapılan açıklamalar asıl sorunun deniz yüzeyinde değil dibinde olduğunu gözler önüne sermiştir. Bu sebeple gemiler aracılığı ile deniz yüzeyinden toplatılan müsilaj, bir sonun işareti değildir. Üstelik yüzeyden başlayan ve denizin 5 ila 30 metrelik derinliğine kadar ulaşan bu tabakalaşma, gemilere de ciddi zararlar vermektedir.

Müsilaj (Deniz Salyası) Gemiler İçin Risk Teşkil Eder Mi?

Özellikle son 4,5 aydır görülen deniz salyasının etkisi, geniş bir alana yayılmış durumdadır. Özellikle 5 ila 30 metrelik bir derinliği kapsayan bu oluşumun gemilerin sevk sistemine de dolaylı bir zararı vardır. Çünkü gemilerin sevk sistemlerinde kapalı devre adı altında kullanılan ve soğutucu etkisi bulunan sıvıların ekstra soğutulması ve bunun sonucunda istenen seviyeye getirilmesi için deniz suyu kullanılmaktadır.

Yukarıda da ifade edildiği üzere geminin ihtiyaç duyduğu soğukluğun sağlanmasını mümkün kılan işlemin gerçekleştirilebilmesi için haricen deniz suyu kullanılır. Bu işlem için gerçekleştirilen ön filtrasyon işlemi, kiniştin sandıklarında yer alan filtreler yarımı ile gerçekleştirilir. Ardından ise filtrelenen deniz suyu pompa vasıtası ile ısı eşanjörlere basılır. Bu sayede kapalı devre çalıştığı bilinen soğutma sıvılarının ihtiyaç duyulduğu bilinen ısı seviyesine ulaşmaları sağlanır. İhtiyaç duyulan soğutma seviyesine ulaşılmasının ardından alınmış olan su herhangi bir olumsuz faktör ile temas haline girmeden denize bırakılır. Yani su, bu çerçevede bir çeşit sirkülasyona tabi tutulur.  

Özetlemek gerekirse deniz suyu, gemilerin ihtiyacı olan soğutma sistemini sağlamak amacıyla kullanılır. Bu kullanım esnasında ise birçok alandan geçiş yapar ve bir nevi sirkülasyon gerçekleştirir. Bu sirkülasyonun geçtiği noktaların sağlıklı olup olmaması ise suyun öz sağlığına bağlı olarak değişiklik gösterir. İşe müsilaj ve gemilere olan zararı bu hususta devreye girer.

Müsilajın Gemilere Etkileri
Müsilaj Nedeni ile Tıkanan bir Kinistin Filtresi

Su içerisinde ya da yüzeyinde bulunan deniz salyası, filtrelerde ve geçtiği tabakalarda bir çeşit tıkanmaya sebep olur. Bu tıkanma hızı ise müsilajın öz yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Bunun sonucunda yüksek yoğunluklu tıkanma meydana gelmesi ise gemide can ve mal kaybı yaşanmasına sebep olur.

Bakış Açısını Değiştiren Gemi

Genel olarak ülkemizde 4,5 aydır var olan müsilaj sorunu, Marmara denizinde ortalama 2 ay öncesinde meydana gelmeye başlamıştır. Bu durumu temel olarak fark eden ise bir gemi yönetimidir. Çanakkale girişi esnasında V bölgesi demirde olan bir gemi, kontrol amaçlı bakıma alınmıştır. Bu bakımla birlikte ise geminin filtreleri açılmıştır. Ardından filtrelerin tıkanmak üzere olduğu görülmüştür. Bu durum için öncesinde farklı nedenler aranmış, ancak yapılan araştırmalar sonucunda geminin filtre temizliğinin sık sık yapıldığı görülmüştür.

Söz konusu gemide meydana gelen bu durum, diğer birçok gemide de adeta bir alarm durumu meydana getirmiş ve bunun sonucunda Boğazlarda ve Marmara Denizinde bulunan birçok gemi deniz suyu kinistin filtrelerini kontrol ettikleri aralıkları sıklaştırmışlardır. Zaten ortaya çıkan belirtiler, diğer gemileri de bu duruma adeta mevcut bırakmıştır. Müsilaj ve gemiler üzerine etkileri tam olarak bu durumun diğer gemilerle haberleşilmesi neticesinde netlik kazanmıştır denilebilir.

Yukarıda verilen durumların tamamının bilincinde olan ve etkilerinin boyutlarını öngörme imkanı elde eden bilim insanları ve uzmanlar sadece müsilaj ve gemiler ile ilgili değil, bu konu ile ilgili bütün sektörleri kapsayan bir uyarı yapmışlardır. Yapılan uyarıların temel maddelenmiş hali ise aşağıda verildiği gibidir.

  • Özellikle çeşitli durumlarda gerekli hale gelen kritik manevrayı gerçekleştirmeden önce (boğaz geçişi ve liman manevrası da dahil), yabancı bayrak taşıyan gemiler uyarılmalıdır. Çünkü ülkemizde bulunan gemilerin yöneticilerinin büyük bir kısmı müsilaj sorunun detaylarına hakimdir.
  • Boğaz VTS noktaları ve Liman ve Sektör noktaları özellikler uyarılmalıdır. Sürekli olarak aktif bir faaliyet içerisinde bulunan bu noktaların gemilerinin uyarılmaması, metin boyunca bahsi geçen can ve mal kaybını beraberinde getirecektir.
  • Kinistin filtre temizliği mutlaka yapılmalıdır. Elbette ki bu temizliğin bağlı olduğu periyodik bir durum mevcuttur. Ancak söz konusu sıklığın bu süreçte mümkün oldukça arttırılmasında fayda vardır. Aksi durumda müsilaj sorununun yoğunluğuna bağlı olarak filtrelerin tıkanması durumu ortaya çıkabilecektir.
  • Konu müsilajın kendisinden haberdar olmakla sınırlı değildir. Birçok kişi için bu durum oldukça doğaldır. Ancak işin özüne bakıldığında, müsilaj hiç de sanıldığı gibi doğal bir olay değildir. Bu sebeple gemileri müsilajdan haberdar etmek gerekli olduğu gibi, müsilajın etkilerinden haberdar etmek de gereklidir.

Yorum yapın